10 Mart 2023 Cuma

Bilişsel Yük Kuramı ve İlkeleri

Bilişsel Yük Kuramı Nedir? 

Bilişsel Yük Kuramı, insanların bilgiyi nasıl işlediğini ve öğrendiğini açıklayan teorik bir çerçevedir. Kuram, 1980'lerde bir eğitim psikoloğu olan John Sweller tarafından geliştirilmiştir.
 

Kuram, insanların sınırlı bilişsel kaynaklara sahip olduğu ve öğrenmenin beyinde bilgilerin işlenmesini ve depolanmasını içerdiği fikrine dayanmaktadır. Kurama göre, bilişsel yük, işleyen bellekteki bilgileri işlemek için gereken zihinsel çaba miktarını ifade eder.

Bilişsel yük kuramı, üç tür bilişsel yük arasında ayrım yapar:

  •      İçsel bilişsel yük: öğrenilen materyalin doğal zorluğu.
  •      Dış bilişsel yük: dikkat dağıtıcı grafikler veya alakasız metin gibi öğrenmeyle ilgili olmayan bilgileri işlemek için gereken zihinsel çaba.
  •      Bağlı bilişsel yük: Öğrenmeyle ilgili bilgileri işlemek ve yeni zihinsel şemalar veya zihinsel modeller yaratmak için gereken zihinsel çaba.

Kuram, öğrenmeyi optimize etmek için konu dışı bilişsel yükü azaltmanın ve ilgili bilişsel yükü artırmanın önemini vurgular. Örneğin, öğretim tasarımcıları, alakasız bilgileri ortadan kaldırarak ve açık ve düzenli öğrenme materyalleri tasarlayarak, gereksiz bilişsel yükü azaltabilir.

Bilişsel yük kuramı, öğrenme çıktılarını iyileştirmek için eğitim, öğretim tasarımı ve multimedya tasarımı alanında yaygın olarak uygulanmaktadır. Bilişsel yükü optimize eden ve öğrencilerin katılımını sağlayan materyaller tasarlayarak bilişsel yük kuramı, öğrenme ve eğitim programlarının etkinliğini artırmaya yardımcı olabilir.

 

Bilişsel Yük Kuramı İlkeleri Nelerdir?

Bilişsel yük kuramı, bilişsel yükü optimize eden ve öğrenmeyi destekleyen etkili öğrenme materyalleri tasarlamak için çeşitli ilkeler sağlar. Bu ilkeler şunları içerir:

  •      Bölünmüş Dikkat İlkesi: Bu ilke, öğrenme materyallerinin öğrencilerin dikkatlerini birden fazla bilgi kaynağı arasında bölmek zorunda kalmayacakları şekilde tasarlanmasını önerir. Örneğin, bir diyagrama yazılı bir açıklama eşlik ediyorsa, ayrı ayrı sunulmak yerine ikisi entegre edilmelidir.
  •      Modalite İlkesi: Bu ilke, öğrenme materyallerinin en uygun modalitede sunulması gerektiğini öne sürer. Örneğin, öncelikle görsel olan bilgiler görsel bir formatta sunulmalı, birincil olarak işitsel olan bilgiler ise işitsel bir formatta sunulmalıdır.
  •      Artıklık İlkesi: Bu ilke, bilgilerin fazlalık biçimlerde sunulmaması gerektiğini öne sürer. Örneğin, bir diyagram zaten yazılı bir açıklama içeriyorsa, ayrı bir yazılı açıklamaya gerek yoktur.
  •      Tutarlılık İlkesi: Bu ilke, öğrenme materyallerinin anlamayı kolaylaştırmak ve bilişsel yükü azaltmak için açık ve düzenli bir şekilde sunulması gerektiğini öne sürer.
  •      Çalışılmış Örnek İlkesi: Bu ilke, öğrencilerin kendi başlarına çözmeleri için basit bir şekilde problemler sunmak yerine, öğrencilere problemlerin nasıl çözüleceğini gösteren çalışılmış örnekler verilmesi gerektiğini önerir.
  •      Hedefsiz Etki İlkesi: Bu ilke, nihai hedeften ziyade bir sorunu çözmede yer alan adımlara odaklanmanın bilişsel yükü azaltmaya ve öğrenme sonuçlarını iyileştirmeye yardımcı olabileceğini öne sürer.


Genel olarak, bu ilkeler, bilişsel yükü optimize eden ve öğrenmeyi destekleyen etkili öğrenme materyalleri oluşturmak için öğretim tasarımcıları ve eğitimciler için yararlı bir çerçeve sağlar.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Çoklu Ortamla Zenginleştirilmiş İngilizce Ders Planı

Ders: İngilizce Sınıf: B Level Ünite: 13. Unit Business Life  Ders süresi: 3 saat. Temel Kavramlar:  Amaçları söylerken Gerund-Infinitive ku...